Kendi Düşen Ağlamaz Bölüm 1

                                    

                                              


                          
Sevgili canlar,
                          
Yeni bir hikayede yine beraberiz. Bu sefer ki eğlenceli bir hikaye.  Keyifle okumanız dileğiyle...

                          
Kızımız ve oğlumuzda görselde verildi.
                          


                          
Bölüm 1
                          
            
                          
Yan masadan kalkan kız ağır adımlarla Alize'nin yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldadı. Alize masadakilerin şaşkın bakışları arasında ayağa fırlayarak gece kulübünün tenha bir köşesine doğru ilerleyen kızın arkasından gitti. İkisi arkalarından bakan insanlara aldırmadan boş bir masaya oturdular. Kız konuşmaya başladığında duyduklarının şoku ve yüksek perdeden çalan müziğin etkisiyle Alize'nin beyni uyuştu. Artık söylenenleri duymuyordu. Karşısındaki kız susup yüzüne baktığında tepki vermeden bir süre bekledi. Ne yapacağını düşündü. Duyduklarından sonra burada bir dakika daha kalamazdı. Bir an önce eve gitmeliydi. Ayağa kalktı ve kararlı adımlarla çıkışa yöneldi.
                          
Kapının önünde sigara içen erkek grubu beğeni dolu bakışlarla ona yol verdiler. Alize yüksek ökçeli ayakkabılarıyla önünde uzanan birkaç basamağı inip parke taşlı zemine adımını attığı anda durdu. Çantasını ve telefonunu kulüpte unuttuğunu fark etti. Üstelik arabasını getirmesi için valeyi beklemesi gerekiyordu. Öfkeyle geri döndü. Kapının önünde sigara içen ayıların çapkın bakışlarına aldırmadan yürüdü. Başka zaman olsa bu bakışlar hoşuna gidebilirdi. Ama şimdi bunlarla uğraşamayacak kadar karışıktı kafası. Kapıdaki görevliye arabasını getirmelerini söyledi ve kalabalığı yararak arkadaşlarıyla oturduğu masaya yöneldi. Kimseye bir şey söylemeden masada duran çantasını aldı. Arkasından fırlayan genç adamı fark etmeden hızlı adımlarla çıkışa yöneldi. Kapıdan çıkmak üzereyken birinin kolunu tutmasıyla olduğu yerde kalakaldı. Hızla arkasını döndüğünde kendisine gülümseyen yakışıklıyla göz göze geldi. 
                          
"Ne oldu? Nereye gidiyorsun böyle fırtına gibi?" diye sordu uzun saçlarını arkadan bağlamış, kirli sakallı genç gülümseyerek. Kızın gri mavi gözlerinin içine tutkuyla bakıyordu. 
                          
Alize bakışlarını önce koluna sonra da karşısında dikilen genç adamın kahverengi gözlerine dikti. 
                          
"Eve gitmem gerekiyor."
                          
"Dilara endişelenmiş. Seninle konuşurken kalkıp gitmişsin. Kötü bir şey mi var?"
                          
"Sana hesap verecek değilim Kaan. Kolumu bırak. Eve gitmem gerekiyor."
                          
"Tamam" diyen adamın gülüşü yüzünde soldu. Alize kolu serbest kaldığı anda arkasını döndü ve kararlı adımlarla kapıdan çıktı. Valenin getirdiği son model kırmızı arabaya binerek camdan bahşişi uzattı. Hınçla gaza bastı. Araba bir ok gibi yola fırladı. 
                          
Alize çok öfkeliydi. Bir yandan duyduklarını düşünüyor diğer yandan hırsını önünde uzanan caddeden almak istermiş gibi durmadan gaza basıyordu. Arabanın içinde motorun güçlü sesinden başka bir şey duyulmuyordu. Aniden yanan kırmızı ışıkta önündeki külüstürü son anda fark ederek sertçe frene bastı. Sokaktaki insanlar lastiklerden çıkan cayırtıyı duyarak korkuyla arabaya çevirdiler bakışlarını. Ancak yolun ortasında tüm güzelliğiyle şov yapan Porsche 911 Carrera GTS'in siyah camlarının arkasındaki kişiyi göremediler. Alize ise olan bitene aldırmadan yeşil ışık yanar yanmaz güvenle gaza bastı ve aynı hızla  yoluna devam etti. Her şeyi kötü yapabilirdi ama altındaki arabayı nasıl kullanacağını ondan iyi kimse bilemezdi. 
                          
Bir an düşündü. Aslında bir şeyi kötü yapmak için önce onu yapmak gerekirdi. O ise hiçbir şey yapmıyordu. Etrafı onun ihtiyacı olan şeyleri yapan insanlarla doluydu. Alize araba kullanmayı ve para harcamayı iyi bilirdi. Hatta para harcama konusunda üzerine yoktu. Kimsenin bu konuda kendisiyle yarışamayacağından emindi.